TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras hakkında başlatılan soruşturmanın ardından dernekten açıklama yapıldı. Açıklamada, eleştirilerin tartışma kültürünün bir parçası olduğu vurgulandı.
SÖZLERİ SONRASI SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (TÜSİAD) 13 Şubat'ta gerçekleştirilen kongresi, çeşitli tartışmalara neden olmuştu. TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve TÜSİAD YİK Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras, toplantıda yaptıkları konuşmalarda hükümet ve yargı sistemine yönelik eleştirilerde bulunmuştu. Bu açıklamaların ardından Mehmet Ömer Arif Aras hakkında "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" ve "gerçeğe aykırı bilgiyi alenen yayma" suçlamalarıyla soruşturma başlatıldı.
Yaşanan gelişmeler sonrası TÜSİAD, konuyla ilgili yeni bir açıklama yayımladı.
TÜSİAD: “ÜLKEMİZİN REFAHINA KATKI SAĞLAYACAK KONULAR GÜNDEMİMİZDE”
TÜSİAD tarafından yapılan açıklamada, ekonomik kalkınmanın ancak insan hakları temelli, katılımcı demokrasi ilkesiyle desteklenen bir hukuk devletiyle mümkün olabileceği ifade edildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"TÜSİAD olarak, tüzüğümüzdeki amaçlar doğrultusunda, her zaman ülkemizin kalkınması ve tüm toplumun menfaati hedefiyle, doğru olduğuna inandığımız tespit ve önerilerimizi demokratik kurum ve kurallara saygı ile katılımcı demokrasi ilkesi çerçevesinde şeffaflıkla paylaşıyoruz.
Ülkemiz için çalışan, üreten, istihdam sağlayan iş insanları ve sanayicilerin gönüllü birlikteliğini temsil eden TÜSİAD olarak; bağımsız ve tarafsız şekilde, ülkemizin refahı ve kalkınmasına katkı sağlayacak konuları gündemimize alıyoruz. Türkiye'nin dünyadaki rekabet gücünün yükselmesine katkı sağlıyor; uluslararası iş dünyasındaki temsil gücümüz ile ülkemizin yüksek menfaatleri doğrultusunda çalışıyoruz."
ELEŞTİRİLERİN ÖNEMİ VURGULANDI
Açıklamada, kamuoyunda derneğe yönelik eleştirilerin, Türkiye'deki tartışma kültürünün bir yansıması olduğu belirtilerek şu değerlendirme yapıldı:
"Kamuoyunda derneğimize yöneltilen eleştiriler dahil her konunun dile getirilmesi, Türkiye'de tartışma ve demokrasi kültürünün zenginliği olarak görülmelidir.
Ekonomik kalkınmayı ancak insan hakları temelli, katılımcı demokrasi ilkesini benimsemiş bir hukuk devleti ile kalıcı hale getirebiliriz. Ülkemizi ileri taşıyacak ortak hedeflerimize bilgi, deneyim ve önerilerimizle katkıda bulunmak, ülkemize karşı sorumluluğumuzdur."
