Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul’da düzenlenen protestolar sırasında bazı markalara yönelik boykot çağrısında bulundu. Boykot kararı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında yürütülen yolsuzluk soruşturması kapsamında yapılan tutuklama işlemi sonrası Saraçhane'de devam eden protestolar sırasında duyuruldu. Bu açıklama, kamuoyunda yeni bir tartışmanın ortaya çıkmasına neden oldu.

İstanbul'un hasar tespit raporu açıklandı İstanbul'un hasar tespit raporu açıklandı

Saraçhane'deki protestolar sürerken, partililer ve vatandaşlar, Silivri Cezaevi’ne gönderilen İmamoğlu’na desteklerini dile getirdi. Protestolara katılan birçok kişi, sosyal medyada da boykot çağrısını destekleyen paylaşımlarda bulundu.

YILMAZ: “AYNI GEMİDE OLDUĞUMUZU UNUTMAK DEMEKTİR”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Habertürk’te katıldığı canlı yayında, boykot kararına ilişkin açıklamalarda bulundu. Yılmaz, çağrının toplumsal birlik açısından olumsuz sonuçlar doğurabileceğini belirtti.

"CHP’ye oy veren sorumlu vatandaşlarımız da bu tablodan rahatsız. Bu, aynı gemide olduğumuzu unutmak demektir" ifadelerini kullanan Yılmaz, boykot çağrılarının toplumsal bütünlüğe zarar vereceğini söyledi.

Ayrıca Yılmaz, siyasi sorumluluğun sadece iktidar partilerinde değil, tüm taraflarda bulunduğuna işaret etti. Yayında, boykot gibi eylemlerin ülke içinde ekonomik ve sosyal gerilimleri artırabileceğine dikkat çekti.

“SIRF CHP İSTİYOR DİYE NEDEN SEÇİM OLSUN?”

Canlı yayında erken seçim taleplerine de değinen Cevdet Yılmaz, CHP ve diğer muhalefet partilerinin bu yöndeki çağrılarına karşı çıktı. Seçimlerin demokratik ortamda gerçekleştirildiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Karşısında 6 partinin olduğu bir seçimde gayet herkesin demokratik olarak yarıştığı, özgür, adil bir seçimle Cumhurbaşkanımız seçildi. Ne için şu anda erken seçim yapalım? Sırf CHP istiyor diye memlekette niye seçim olsun?"

Yılmaz, yapılan son seçimlerin meşruiyetine vurgu yaparak, mevcut yönetimin halkın oyuyla iş başına geldiğini dile getirdi. Erken seçim taleplerinin hukuki ya da anayasal bir gerekçeye dayanmadığını savundu.