Türkiye’nin İlk Kadın Alışveriş Merkezi: Zeruj Port Avm

Selam, yeni bir haftada daha beraberiz.

Bu hafta sizinle stil, renk ve kalıplardan değil modadan değil, modayı temin yerlerinden yani alışveriş merkezlerinden konuşacağız.

Alışveriş merkezleri, günümüzde gittikçe yaygınlaşan bir hafta sonu etkinliği olarak karşımıza çıkıyor. Bazen aile bazen de arkadaşlarımızla birlikte gittiğimiz, ihtiyaç ve isteklerimizi temin edebileceğimiz veya tüm bunların ötesinde, bize yeni istekler kazandıran yerler… Yapılan araştırmaları, kadınların %6’sı ve erkeklerin %5’inin alışveriş bağımlısı olduğunu bir kenara bırakarak bu yazıda alışveriş merkezlerini farklı bir perspektiften, aradığımız ürünleri bulabilmemiz açısından ele alalım.

Ölçülü giyim standardının yükseldiğinden ve her geçen gün yeni bir markanın hayatımıza girdiğinden önceki yazılarda bahsetmiştik. Özellikle internet üzerinden satış yapan pek çok giyim markasının kurulduğuna şahit oluyoruz. Son dönemde sıklıkla karşılaştığımız Instagram butikleri ve online alışveriş siteleri filtreleme özelliği sayesinde aradığımız parçaları kolaylıkla bulmamıza yardımcı oluyor. Ancak internet bir ürün deryası ve sitede görüp satın aldığımız ürün, elimize ulaştığında kimi zaman bizde oluşan beklentiyi karşılamıyor. Elbette, güvenilir bir online mecradan satın aldıysak kolaylıkla iade edebiliyoruz ancak içimizde ufak bir hayal kırıklığı oluşmuyor değil. 

İnternet alışverişinin belki de en zor kısmı, ürünleri deneme şansımızın olmaması. Özellikle bazı markaların yalnızca internet üzerinden satışa çıkması, ürünün muadilini ve markanın diğer ürünlerini deneyimleme ihtimalimizi hayli kısıtlıyor. Hele ki ölçülü giyimine dikkat eden biri için denemeden almanın ne kadar zor olduğunu düşünebiliyorsunuzdur. Bu koşullarda pek çok kadın, genellikle daha önce alışveriş yaptığı ve kalıp yapısına hakim olduğu markayı seçiyor. Açıkçası bu durumda da markanın ürün skalası ne kadar geniş ne kadar çeşit bulundurduğu ayrı bir çıkmaz olarak karşımıza çıkıyor. 

Bu gönderiyi Instagram'da gör

AynSems (@aynsems)'in paylaştığı bir gönderi (11 Mar, 2020, 10:29öö PDT)

İşte tam bu noktada konuştuğumuz tüm bu ihtimallerin ve sektördeki açığın farkına vararak harekete geçen bir kadın girişimci ile karşılaşıyoruz. Zehra Özkaymaz, 366 bin takipçisi ve ‘’Zeruj’’ lakabıyla düzenlediği muhafazakâr moda ve alışveriş festivalleri ile tanınıyor. Ölçülü giyim ve Instagram butikleri arasındaki bağı fark ederek tüm bu markaları ulaşılabilir hâle getirmesiyle ülkenin pek çok ilinde Zeruj Fest alışveriş festivalleri düzenliyor. Alışveriş festivallerinin başarısı, önüne yeni bir fırsat daha sunarak bir süre sonra Türkiye’nin ilk kadın alışveriş merkezini açıyor.

2018 yılında İstanbul’da açılan Zeruj Port Avm, ölçülü giyimi için Fatih ve Ümraniye semtleri dışında yeni bir merkez olarak tanımlanıyor. Alışveriş merkezi, yüzün üzerinde markaya ev sahipliği yapıyor ve bu markaların pek çoğu daha önce bir dükkâna sahip olmayan ya da işe online alışverişle başlayan markalar.

Zehra Özkaymaz’a göre onu harekete geçiren düşünce, kadınların rahat bir şekilde alışveriş yapması ve aradıkları tüm parçaları tek bir avm içerisinde bulabilmesiymiş. Avm içerisinde yüzün üzerinde mağaza bulunuyor ve mağazaların tümü yalnızca kadın ihtiyaçlarına yönelik. Instagram’da sık sık karşılaştığımız ve internet üzerinden alışveriş yapabildiğimiz pek çok markaya ve ürünlere burada ulaşabilmek büyük bir avantaj. Pek çok kadının online alışveriş sırasında tereddüt ettiği şeyler, bu avm sayesinde ortadan kalkıyor. ‘’Bedenime uygun mu?’’, ‘’Tonu fotoğraftaki gibi mi?’’, ‘’Kumaşının kalitesi nasıl?’’ ve daha pek çok soru Zeruj Port deneme kabinleri sayesinde son buluyor diyebiliriz.

Bu gönderiyi Instagram'da gör

AynSems (@aynsems)'in paylaştığı bir gönderi (8 Mar, 2020, 10:39öö PDT)

Teoride ve pratikte oldukça başarılı olan bu alışveriş merkezinin belirli dezavantajları olduğu da bir gerçek. Ancak söylemeliyim ki bu dezavantajların çoğu alışveriş merkezinden değil, markalardan kaynaklanıyor. Öncelikle her kadına hitap edebilecek pek çok parçayı barındırsa da ürün çeşitliliği için aynı şeyi söylemek ne yazık ki mümkün değil. Pek çok marka, birbirinin taklidi ürünlerle raflarını düzenlemiş. Bu koşullarda alışveriş merkezinde bulunan mağazaları iki kategoride değerlendirmek mümkün. İlk kategoride farklı, kendine özgü ve muhafazakâr giyimde trendi belirleyen marka ve tasarımcılar bulunuyor. Bu kategorideki ürünler, diğer markalara oranla pahalı olduğundan kendi kendine ikinci bir alt kategori oluşturmuş durumda. İkinci kategorideki markalar ise daha çok trendlerin başını çeken özgün markaların kötü birer kopyası gibi. 

Elbette, tüm bu kıyafetler aynı kitleye hitap ettiğinden ve aynı tarzların, kalıpların rağbet görmesinden bu durumu görmezden gelebiliriz. Ancak benim düşüncem yalnızca kadınlara ayrılmış bir alışveriş merkezinin bir şans olarak görülmesi ve satılan ürünlerin tamamının özgün işlerden oluşması gerektiği yönünde.