banner38

"Sosyal medya yoksullara kendilerini dışlanmış hissettiriyor"

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Doktor Bahattin Cizreli, "Sosyal medya, tüketimin ifşa edildiği alandır. Tüketim nesneleri üzerinden insanlar arasında sembolik sınırlar çiziliyor. İnsanların ne kadar iyi tüketebildiğini gösterdiği, herkese açık ortamda, yoksullar kendilerini ister istemez dışlanmış hissediyor" dedi.

Medya Dünyası 26.12.2022, 11:47
"Sosyal medya yoksullara kendilerini  dışlanmış hissettiriyor"

Sosyal medya platformlarında zenginlikle ilişkilendirilen paylaşımların yapılması ve alt gelir gruplarına ait alışkanlıkların mizah konusu haline getirilmesi, yoksul kesimin "baskılanmış ve dışlanmış" hissetmesine yol açıyor.

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Bahattin Cizreli, AA muhabirine, dijital platformların kullanımıyla daha görünür olan sosyal sınıf temelinde ayrımcılığı ve sosyal medya paylaşımlarında yoksul kesime yönelik "ötekileştirici" ifadeleri değerlendirdi.

Cizreli, sosyal sınıf ayrımcılığını, "orta ve üst sınıfların, yoksul kesimleri hem ekonomik hem de kültürel olarak baskılaması" şeklinde tanımlayarak, "Sınıf ayrımcılığı, yoksul sınıfın çeşitli gündelik hayat pratikleriyle içinde bulundukları sınıfsal pozisyona itilmesi, oraya mahkum edilmesi ve onları damgalayacak bir dizi teknik geliştirilmesidir." ifadesini kullandı.

Sosyal medya platformları üzerinden toplumların tüketime teşvik edildiğini belirten Cizreli, "Bir ortama girdiğinizde artık insanlar neyi tükettikleri üzerine konuşuyor. Neler içtiklerini, nerelerde yemek yediklerini, hangi ülkelere gittiklerini konuşuyor. Tüketim nesneleri üzerinden insanlar arasında sembolik sınırlar çiziliyor." dedi.

Cizreli, sosyal medya kullanımının yaygınlaşmasıyla sınıf ayrımcılığının görünür hale geldiğini kaydederek "Sosyal medya, herkesin ne kadar iyi tüketebildiğini gösterdiği, sadece yiyecek ve kıyafetleri anlamında değil, deneyimlerinin de ne kadar kaliteli olduğunu gösterdiği bir alan. Haliyle insanların ne kadar harika yaşadıklarını gösterdiği herkese açık bir ortamda yoksullar, kendilerini ister istemez dışlanmış ve baskılanmış hissediyor." ifadelerini kullandı.

Sosyal medyayı "tüketimin ifşa edildiği alan" şeklinde niteleyen Cizreli, "Sosyal medyada da paylaşılan, bebek cinsiyetini açıklama partisi diye bir şey var. Bu, bir çeşit kültürel rekabet ortamı; nasıl özgün olacağım, fark yaratacağım değil; nasıl şaşaalı, gösterişli ve en lüks tüketimi yapacağım etkinliği. Bu insanlar, kılık kıyafetleriyle, tüketim alışkanlıklarıyla, çocuklarını yazdırdıkları okullarla, takıldıkları mekanlarla kendilerini diğer gelir gruplarından ayırmaya çalışıyorlar." görüşünü paylaştı.

Cizreli, sosyal medyada yoksul kesimin dil becerileri üzerinden de ayrımcılığa uğradığını aktararak, "Bağlaçların doğru kullanımının bir takıntıya dönüşmesi, İngilizce dil bilgisinin olur olmadık biçimde sergilenmesi, dil oyunları üzerinden kişinin sosyal medyayı sınıfsal-kültürel pozisyonunu sergilemeye çalıştığı alana dönüştürüyor." diye konuştu.

- "Yoksul kesimin kültürel alışkanlıkları aşağılanıyor"

Sınıf ayrımcılığının kültürel boyutuna değinen Cizreli, şöyle devam etti:

"Bu durum, yoksulların gündelik hayat pratiklerinin, beğeni ve alışkanlıklarının aşağılanması ile ortaya çıkıyor. İstanbul'da insanlar hafta sonları buldukları yeşil alanlarda mangal yapar ancak bu kimilerince küçümsenen, dalga geçilen hatta aşağılanan eğlence anlayışıdır. Bu insanların başka türlü eğlenme imkanı veya edinilmiş başka eğlence anlayışı yok ama yine de piknik yapmaları, sürekli kötülenen, şehrin görüntüsünü bozduğu iddia edilen bir eğlenme alışkanlığı olarak sunuluyor."

Cizreli, Türkiye'de yerli dizi izleyen kesimin de sürekli eleştirildiğine ve mizah konusu yapıldığına işaret ederek, şunları dile getirdi:

"Yoksulların, iletişim kaynaklarına erişimi sınırlıdır, internetleri olmayabilir, düşük model bilgisayar veya telefon sahibi olabilirler ya da bu yaygın kullanılan medya platformlarına üye olmayabilirler. Bu durumda kişilerin kolektif eğlence alışkanlığı olarak yapabileceği şey televizyon izlemektir. Diğer taraftan yoksul ailede yetişen kişi için 'televizyon izlemek' aile etkinliği olarak da benimsenmiş olabilir ama bugün bu küçümsenen bir şeye dönüştü."

Çok konuşulan "Ekmek, aptal toplumların temel gıdasıdır." söylemine de değinen Cizreli, "Bu çok açık bir sınıfçılık örneğidir. Yoksul sınıfların yeme alışkanlıkları, ucuz, kolay ulaşılabilen ve hızla sindirilerek enerjiye dönüştürülen gıda maddelerinden oluşur. Bu içerikteki gıdalar bir tercih değil sınıfsal zorunluluktur." dedi.

Cizreli, bu söylem üzerinden kişilerin siyasal eğilimlerinin de eleştirdiğine dikkati çekerek, "Sağlıklı veya organik beslenmek hem zaman hem de para gerektiren iştir. Bu kapsamda belirli bir tüketim nesnesiyle ilişkilendirerek geniş bir grubun, yanlış siyasi veya ahlaki tercihler yaptığını iddia etmek ayrımcılıktır." diye konuştu.

- "Kovid-19 salgını sınıf ayrımcılığını görünür kıldı"

Kovid-19 salgınının birçok ayrımcılık türünü görünür kıldığını hatırlatan Cizreli, sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı dönemde televizyon kanallarının iki farklı semtteki caddeleri karşılaştırarak sokağa çıkan insanlara yönelik suçlayıcı ifadeler kullanmasını da sınıf ayrımcılığı olarak değerlendirdi.

Cizreli, "Beşiktaş, Şişli, Kadıköy'de hiç kimse sokağa çıkamazken Ümraniye, Esenler'de insanlar sokağa çıkıyorlar. Peki ama niye çıkıyorlar? Birinci mesele çalışmak zorundalar. Yani bu kişiler evde kalmalarına izin verilen bir işte çalışmıyor olabilir, günlük para kazanıyor olabilir, kağıt topluyor olabilir ya da temizliğe gidiyor olabilir. Kalabalık bir aileyi geçindirmek zorunda olabilir." değerlendirmesinde bulundu.

Pek çok ayrımcılık türü tartışılmasına rağmen sınıf ayrımcılığının çok fazla dillendirilmediğini aktaran Cizreli, "Bunun sebeplerinden biri, toplumsal muhalefet yürüten kişilerin genellikle orta sınıf kökenli olması." dedi.

Cizreli, orta ve üst sınıfların, yoksul sınıfa yapılan ayrımcılığın farkında olmadığını ifade ederek, yoksullara yönelik sınıf ayrımcılığının hem ekonomik hem de kültürel anlamda kurumsallaştırıldığına dikkati çekti.

Yorumlar (0)
banner35
Günün Anketi Tümü
Seçimi kaybedenler istifa etmeli mi?
banner21
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 35 85
2. Fenerbahçe 35 77
3. Beşiktaş 35 77
4. A.Demirspor 35 66
5. Başakşehir 35 59
6. Trabzonspor 35 57
7. Konyaspor 35 50
8. Karagümrük 35 48
9. Kayserispor 35 46
10. Kasımpaşa 35 43
11. Ankaragücü 35 42
12. Antalyaspor 35 41
13. Alanyaspor 36 41
14. Sivasspor 35 40
15. İstanbulspor 35 38
16. Giresunspor 35 37
17. Ümraniye 35 30
18. Gaziantep FK 35 25
19. Hatayspor 35 23
Takımlar O P
1. Samsunspor 36 78
2. Rizespor 36 68
3. Pendikspor 36 67
4. Bodrumspor 36 62
5. Sakaryaspor 36 62
6. Eyüpspor 36 62
7. Göztepe 36 60
8. Manisa FK 36 56
9. Keçiörengücü 36 56
10. Bandırmaspor 36 55
11. Boluspor 36 52
12. Altay 36 40
13. Erzurumspor 36 39
14. Tuzlaspor 36 38
15. Gençlerbirliği 36 38
16. Altınordu 36 35
17. Adanaspor 36 25
18. Denizlispor 36 23
19. Yeni Malatyaspor 36 16
Takımlar O P
1. M.City 38 89
2. Arsenal 38 84
3. M. United 38 75
4. Newcastle 38 71
5. Liverpool 38 67
6. Brighton 38 62
7. Aston Villa 38 61
8. Tottenham 38 60
9. Brentford 38 59
10. Fulham 38 52
11. Crystal Palace 38 45
12. Chelsea 38 44
13. Wolves 38 41
14. West Ham United 38 40
15. Bournemouth 38 39
16. Nottingham Forest 38 38
17. Everton 38 36
18. Leicester City 38 34
19. Leeds United 38 31
20. Southampton 38 25
Takımlar O P
1. Barcelona 38 88
2. Real Madrid 38 78
3. Atletico Madrid 38 77
4. Real Sociedad 38 71
5. Villarreal 38 64
6. Real Betis 38 60
7. Osasuna 38 53
8. Athletic Bilbao 38 51
9. Mallorca 38 50
10. Girona 38 49
11. Rayo Vallecano 38 49
12. Sevilla 38 49
13. Celta Vigo 38 43
14. Cadiz 38 42
15. Getafe 38 42
16. Valencia 38 42
17. Almeria 38 41
18. Real Valladolid 38 40
19. Espanyol 38 37
20. Elche 38 25
banner23