banner38

Murat Ülker, Ahmet Güneştekin sergisini değerlendirdi

Murat Ülker İzmir’de açılan Ahmet Güneştekin’in sergisini gezerek izlenimlerini kendisine ait bloğunda kaleme aldı

Kültür Sanat 04.02.2023, 12:36
Murat Ülker, Ahmet Güneştekin sergisini değerlendirdi

Murat Ülker Ege seyahatinde, İzmir’de Kültürpark Atlas Pavyonu’ndaki Ahmet Güneştekin’in “Gavur Mahallesi” sergisini gezdi, izlenimlerini kendi sayfasında kaleme aldı.

İşte Ülker’in o yazısı:

Biraz iş biraz gezme görme nedeniyle Ege’deyim. Fırsat buldukça da hem sanat hem iş goyalarına devem ediyorum. Geçen hafta bir sanat goyam da İzmir’de Kültürpark Atlas Pavyonu’ndaki Ahmet Güneştekin’in “Gavur Mahallesi” sergisine oldu. Ahmet Güneştekin yaşadıklarından, tanık olduklarından hep sorumlu hisseden, bir derdi olanı gören, anlayan ve onun derdini dert, konu edinen bir sanatçı. Bu serginin de en güzel yanı bu, sizi zorla bir mesele hakkında düşündürüyor. Zaten Kültürpark İzmir’in kurtuluşunda terk edilmiş, azınlık mensuplarının oturduğu mahalleymiş. Sergi adını oradan alıyor. Sanatçıdan vicdanlı ve cesur diye bahsetmişlerdi bir yazıda, doğru bir söylem. Sanatın benim için en güçlü, en kıymetli yanlarından biri umut vermesi, sizi en acı gerçeklikle bile yüzleştirirken içindeki o umudu da uyarması. Ben de bu sergiden umutla ayrıldım. Duygularımı da aşağıda paylaştım.

Sanırım yazıya Kültürpark’la başlamak lazım. Kültürpark İzmir’in Konak ilçesinde bulunuyor. 1922’de yaşanan İzmir Yangınında harabeye dönen 360.000 m2‘lik bir alan üzerinde 1936 yılında kuruldu. 1939’da ise alanı daha da genişletilerek 420.000 m2 büyüklüğe ulaştı. İlk günden beri de İzmir Enternasyonal Fuarı’na ev sahipliği yapıyor. Daha çok fuar diye anılan Güzel İzmir’in bu mesire yeri, aslında memleketin sanat tarihi ve etkinlik kültürü açısından da oldukça kıymetli olmuştur.

Ama bugün konumuz burası değil… İçerisinde yer alan Kültürpark Atlas Pavyonu’ndaki Ahmet Güneştekin’in “Gavur Mahallesi” sergisi. Hepimiz kendi çağımızın, yaşadığı dönemin tanığıyız ama bazılarımızın gözü bir başka görebiliyor ve aktarabiliyor, işte sanat bunların en güzel aracılarından biri. Ahmet Güneştekin de yaşadıklarından, tanık olduklarından hep sorumluluk hisseden, bir derdi gören, anlayan ve konu edinen bir sanatçı. Serginin de en güzel yanı da bu, sizi zorla bir meseleye maruz bırakıyor.

Sanatla haşır neşir olmak benim gündelik hayat pratiğim; ben herkese her lokmada mutluluk vadeden bir işi her sabah kalkarak aynı hevesle baştan yapıyorum. Bunun bir gereği de gözünü, kulağını, kalbini açmak, herkesi dinlemek ve anlamaktan ya da anlamaya çalışmaktan geçiyor. Sanatçı da uzun yıllardır sanat yolculuğuna tanıklık ettiğim çok değerli bir dost olmasının yanı sıra sanatıyla düşünmeye zorluyor. İşte bu da öyle bir sergiydi. Belki de şu ana kadar 600bin kişi ziyaret etmiş.

A.Güneştekin hafızaya çok önem veriyor ve kritik bir hatırlatma yapıyor ki bu hayatın her alanında geçerli; “hafızamızı tazelemezsek, yaptığımız hataları tekrar etme riski var” bu iş hayatı için de geçerli, kişisel konular için de… Malumunuz ben Kırım Göçmeni bir aileden geliyorum, göçü konu alan eserler haliyle beni daha derinden etkiliyor. Serginin İzmir’de, mübadele şehrinde olması oldukça anlamlı. Bu aslında bire bir yüzleşme olanağı, koca bir alanda eser ve siz varsınız, doğrudan bir etkileşim. Görsel, işitsel olarak karşınızda duran eser üç boyutlu, çoğunlukla daha etkili oluyor.

Bizim ailemizle ilgili de bugünkü halimize bakıp çeşitli dedikodular üretiyorlar, diyorlar ki “bunların dedesi Kırım’dan kim bilir kaç küp altınla gelmiş”. Keşke öyle olsa… Doğrusunu anlatayım; dedem babası tarafından İstanbul’a okumak için gönderilmiş. Ruslar askere almasın diye. Babam hep derdi bize “biz evladı fatihandanız”. Yani biz yerli Tatar değiliz, Anadolu’dan göçmeyiz ama kim bilir nereden, ne zaman… Dedem okurken babası hac dönüşü hastalanmış ve İstanbul’da onun yanında vefat etmiş. Sonra aile 93 harbinde hani şu Ruslarla Ayastefanos Antlaşması’nın yapıldığı savaş, Ruslardan kaçarak, 150 km yolu yalın ayak yürüyerek İstanbul’a gelmiş, Mustafa Paşa Cami’sinin iç avlusuna sığınmışlar. Ninem cislavetleri için “daha yolun başında çamurlara saplanınca ayağımdan çıkıverdi, yalınayak kaldım” derdi. İşte cislavet görünce her defasında ilk aklıma ninemin sözleri geliyor. Sıdıka halam kundaktaymış o zaman, mecburen bir kağnı arabasına vermişler. Bir mucize eseri olarak İstanbul’da tesadüf edip kavuşmuşlar. 90 yaşından fazla yaşayan rahmetlik halamın hiç hasta olduğunu bilmem, belki de kundakta yaşadığı bu göçtür sebebi!

Sergiye dönecek olursak… Serginin altyapısını 3 yıldır kurguladığını söylüyor Güneştekin. Peki neler vardı derseniz:

Hafıza Tepesi:

Ninemin kaybettiği cislavetlerin hikayesinin hemen ardından bu eserle başlıyorum anlatmaya; ilginç değil mi sanatçıyı tetikleyen duygu, bir travmanın dışavurumu çeşitli şekillerde bizlere ulaşıyor. O eserle etkileşiminizle kişisel yaşamınızda izler buluyorsunuz, bu aile büyüklerinizin size miras bıraktığı bir anı ve yaşanmışlık olabilir, veya okuduğunuz, gözlemlediğiniz içinize işleyen bir olay, bir kitap.

Göç Yolu

Tonlarca ham mermer kullanılmış sergide, açık alanda olduğu gibi koridorlarda da karşılaştığınız bu yerleştirmelerde o dev ve tekinsiz duran mermerlerin arasından geçiyorsunuz. Bu parçalı koca mermerlerin aralarına sıkışmış bavullar da yolculuktaki kesinti, sıkıntı ve göçün duygusal eziciliğini oldukça etkili bir biçimde sunuyor.

Kırkyamalar

Eski giysilerin sökülen, aşınan yerlerine yama dikerek onu tekrar bir şekilde faydalı hale dönüştürmek; toplumda farklı bireylerin bir araya gelip bir bütünü oluşturması gibi… Ben seviyorum bu yama işini, vazgeçmemek, kararlılık barındırıyor içinde.

20 Kilo 20 Dolar

Güneştekin’in bu videosu, Türkiye’de yaşayan Yunanistan pasaportlu Rumların zorunlu tehcir sırasında yanlarına sadece “20 kilo” kişisel eşya ve “20 Dolar” karşılığı Türk Lirası alma kısıtını anlatıyor.

Bu videoyu görünce babamın anlattığı bir hikaye geldi aklıma. Osmanlı tebaası oldukları için Kızıl Devrim’den yıllar sonra nihayet seyahat izni almışlar memlekete gidebilmek için. Yanlarında bir miktar para götürme izinleri varmış. Alelacele her şeyi satmışlar fakat parayı götüremeyeceklerini anlayınca büyükannem hazırlık yapmış ve yorganın içine dikmiş altın liraları. Bir rivayete göre kümese gömmüşler. Yanlarındaki müsaade edilen azıcık parayla gittiklerinde babam diyor ki, gümrükteki memurun masasının üstünde sadece tabancası duruyormuş. Dedem evrakları vermiş, ardından adam paraları görmek istemiş ve almış paraları çekmecesine koymuş. Bizimkiler paralarını istediklerinde silahını göstermiş. Rica minnet biraz para alınca hemen bir çuval kara ekmek almışlar. Ardından şilep yolculuğu başlamış, zira normal vasıta yokmuş, sadece o ekmekleri yiyerek İstanbul’a varmışlar. Babam derdi ki “İtalyan şilebiydi bizi getiren. Şefin yemek pişirme usulünü görünce zaten yiyemedik.” Hatta geldiklerinde şilep o zaman limana yanaşmıyormuş, kayıklarla karaya çıkmak gerekiyormuş. Babam “sahilden dayıma işaret ettik de geldi bizi karaya çıkardı” diye anlatmıştı. Ezcümle ailem buraya sıfırla gelmiş. O yüzden de bu anıları dinleyerek büyüyen beni bu sergi pek hüzünlendirdi.

Mübadilin Kayığı

Serginin orta yerinde boyaları dökülmüş, yer yer çürümüş bir kayık var. Üstünde ise üst üste yerleştirilmiş onlarca valiz. Kayığın ucunda ise ismi “Karayazı” yani “kara baht, kötü talih”…

Çoğu göç hikayesinin – bizim ailemizin ki de dahil- bir yerinde deniz var… Denizin içinde susuzluk, koca dünyanın içinde yerleşememek… Bu esere yaklaştıkça bir kedi sesi geliyor, bizim goya ekibinden de kedinin peşine düşenler oldu meğer her gün 100 kadar kişi soruyormuş ama bu kedi başka kedi, hoparlör kedisi. Bunu fark etmeden önce kedi sizin kurtarma güdünüzü gıdıklıyor, keza güzel bir hatırlatma.

Konstantiniyye Serisi

Eserin tam kalbinde sizin de yer aldığınız bu seriyi çok beğeniyorum. İnsanı doğrudan paydaş kılarak düşünmeye zorluyor adeta ya da aidiyet hissini tetikliyor, artık ele aldığı konu neyse.

Bu arada gezerken çoğaldık. Ahmet Güneştekin, bizim goya ekibi ve Güneştekin Sanat ekibi dolaşırken grubumuza katılanlarla kalabalıklaştık. Kimine göre salt sergi gezmek, kimine göre duygusal bir yolculuğu beraber yürümekti, anısını da çektik buraya bırakıyorum.

Sanatın benim için en güçlü, en kıymetli yanlarından biri umut vermesi, seni en acı gerçeklikle bile yüzleştirirken içindeki o umudu da uyarması. Bu sergiden de yine öyle ayrıldım.

Yorumlar (0)
banner35
Günün Anketi Tümü
Hafta sonu seçim olsa oyunuzu hangi partiye verirdiniz?
banner21
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 25 60
2. Fenerbahçe 24 54
3. Beşiktaş 25 49
4. A.Demirspor 25 45
5. Trabzonspor 25 44
6. Başakşehir 24 41
7. Kayserispor 25 38
8. Konyaspor 25 34
9. Karagümrük 24 31
10. Antalyaspor 25 28
11. Alanyaspor 25 28
12. Sivasspor 25 27
13. Kasımpaşa 25 26
14. Gaziantep FK 25 25
15. Ankaragücü 24 25
16. İstanbulspor 24 24
17. Giresunspor 24 23
18. Hatayspor 24 23
19. Ümraniye 25 22
Takımlar O P
1. Samsunspor 28 60
2. Eyüpspor 27 53
3. Rizespor 27 52
4. Pendikspor 27 50
5. Sakaryaspor 27 49
6. Keçiörengücü 28 47
7. Bodrumspor 28 45
8. Manisa FK 27 42
9. Göztepe 27 41
10. Boluspor 27 41
11. Bandırmaspor 27 40
12. Tuzlaspor 27 28
13. Erzurumspor 26 25
14. Altay 27 25
15. Adanaspor 28 25
16. Altınordu 27 23
17. Gençlerbirliği 27 21
18. Denizlispor 28 17
19. Yeni Malatyaspor 28 16
Takımlar O P
1. Arsenal 28 69
2. M.City 27 61
3. M. United 26 50
4. Tottenham 28 49
5. Newcastle 26 47
6. Liverpool 26 42
7. Brighton 25 42
8. Brentford 27 42
9. Fulham 27 39
10. Chelsea 27 38
11. Aston Villa 27 38
12. Crystal Palace 28 27
13. Wolves 28 27
14. Leeds United 27 26
15. Everton 28 26
16. Nottingham Forest 27 26
17. Leicester City 27 25
18. West Ham United 26 24
19. Bournemouth 27 24
20. Southampton 28 23
Takımlar O P
1. Barcelona 26 68
2. Real Madrid 26 56
3. Atletico Madrid 26 51
4. Real Sociedad 26 48
5. Real Betis 26 45
6. Villarreal 26 41
7. Athletic Bilbao 26 36
8. Rayo Vallecano 26 36
9. Osasuna 26 34
10. Celta Vigo 26 34
11. Mallorca 26 32
12. Girona 26 31
13. Getafe 26 29
14. Sevilla 26 28
15. Cadiz 26 28
16. Real Valladolid 26 28
17. Espanyol 26 27
18. Valencia 26 26
19. Almeria 26 26
20. Elche 26 13
banner23