banner38

Mahir Ünal ve fabrika ayarları

"Erdoğan’ı otoriterlik ile suçlayan sol ve milliyetçi kesimin mesele kendi kutsalları olunca hemen ‘kellesini isteriz’e savrulması bu ülkede kimseyi tedirgin etmeyecek mi? Dönüp dolaşıp geldiğimiz yer kimin demokrat olduğu değil herkesin kendisine demokrat olduğu mu?"

Gündem 03.11.2022, 07:15
Mahir Ünal ve fabrika ayarları

Cezayir doğumlu Fransız filozof Jacques Derrida, 1997 Mayıs ayında Boğaziçi Üniversitesi’nde bir konferansa davet edilir. Bu vesile ile İstanbul sokaklarını arşınlayan filozof, yayıncısına bir mektup yazar.

“Sadece onu, harfi düşünüyorum. Bu durumda, Türklerin harflerini, Türk tarihini derinden etkileyen harf devrimini, kaybolmuş harflerini, şiddetle değiştirmeye zorlandıkları alfabelerini düşünüyorum.

Bu harf değişiminin şiddeti bütün İstanbul sokaklarını kuşatmış; deşifre ettiğim her şeyin üzerinde, işporta tezgâhlarında, yüzlerde, mimaride, yürüyüşe çıktığım her yerde ... anılarımı canlandırdığı her yerde yaralar açıyor.”

İnsanların okuyamadıkları, anlamadıkları yazıların ve tarihin yanında sürdürdükleri hayat Derrida’yı o kadar çarpmış ki bu satırları kaleme almış.

En son AK Parti eski grup başkanvekili Mahir Ünal’ın “Cumhuriyet, bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi hasılı bütün düşünme setlerimizi yok etmiştir” sözleri üzerine ortalık yangın yerine döndü. Halbuki alfabe tartışması ve dil devrimi ne bugünün bir meselesi ne o sözler ilk defa telaffuz ediliyor ne de Ünal aslında kendine ait cümleleri kullanıyor.

Öyle ki başörtüsünü bir kenara bırakırsak alfabe değişikliğini eleştirmek bir dönem İslamcı mahallenin entelektüelleri arasındaki en muteber başlıklardan biri idi. Üstelik bu konudaki itirazlara ulaşmak için illa ‘Yalan Söyleyen Tarih Utansın’ın bilimsel olmaktan çok ideolojik bir karşı çıkışı seslendiren bordo ciltleri arasında dolanmanıza gerek yok. Herkesin benim gibi doktorası doğrudan bu konu olan edebiyat hocası bir eşinin olması da mümkün değil.

Mehmet Fatih Uslu’nun çevirisi ile yayınlanan Geoffrey Lewis’in “Trajik Başarı: Türk Dil Reformu” kitabında alfabe ve dil devrimlerinin yarattığı travmayı detaylı bir şekilde okumak yeter.

Kitabın girişinde Gökhan Yavuz Demir, “Türkçenin Pirus Zaferi” başlıklı yazısında bu meselenin politik tartışmalara meze edilmesi tehlikesine dikkat çekiyor.

“Türk Dil Devrimi’nin muhasebesi, bakkal defterindeki artılar ve eksiler gibi tutulamaz. Mesele artık ‘bu kadar kelime şu kadar sözcükle ikame edildi’ meselesi değildir. Türkçe ifade imkânlarını hızla kaybetmektedir.”

Sözün özü, dil devrimi ve alfabe değişikliğinden daha fazla tartışılmaya muhtaç, eleştirisi ve savunusu bu kadar mümkün, doğruları ve yanlışları ile ele alınması gereken çok az konu var. Bunu tartışmak da ‘hadi hep beraber Arap alfabesine dönelim’ demek hiç değil. Mesele bu olsa Türkçenin ilk yazılı edebi eserlerinin arasında neden Ermeni harfleri ile yazılanlar bulunduğunu, devrimlerin sadece Arap alfabesini değil toplumun çoğulcu yapısını hedef aldığını da konuşmamamız gerekir.

Samimi ve bilimsel anlamda alfabe değişikliğinin Türkiye’nin modernleşme hikayesinin içinde oynadığı rolü akademik ve edebi anlamda tartışmayacaksak neyi konuşacağımızı da birileri söylerse iyi olur. Üstelik bu başlık genel anlamda kimliklerin son bir asırda yaşadıkları ve kendilerini tanımladıkları yer ile de örtüşüyorsa.

Mesele siyasi tutarlılık konusunda dip rekorlarını defalarca kırma konusunda yetenek fakiri olmayan ve Türkiye’de herhangi bir demokratik, ahlaki ya da ilkesel normu temsil etme meşruiyetini çoktan kaybetmiş Mahir Ünal gibi bir figürü savunmak değil. İslamcı birikimin haklı itirazlarının, seküler kesimin kültür ve bilim alanındaki üretiminin gerisinde kalması da kimseyi üste çıkarmaz.

AK Parti karşısında muhalefetin üretemediği siyasi söylem boşluğunu dolduran Atatürkçülüğün ulusalcı-milliyetçi-dışlayıcı bir form ile toplumdaki itirazın taşıyıcısı haline gelmesi asıl odaklanılması gereken. Birbirlerine ölesiye düşman AK Parti ile CHP’nin, MHP ile İYİ Parti’nin bir anda aynı hizada dizilmelerinin ne anlama geldiğini sorgulamak zorundayız.

Erdoğan’ı otoriterlik ile suçlayan sol ve milliyetçi kesimin mesele kendi kutsalları olunca hemen ‘kellesini isteriz’e savrulması bu ülkede kimseyi tedirgin etmeyecek mi? Dönüp dolaşıp geldiğimiz yer kimin demokrat olduğu değil herkesin kendisine demokrat olduğu mu?

Toplumun yüzde doksan dokuzunun Müslüman olduğu istatistiğini aşacak şekilde sahiplenilen Cumhuriyet kazanımının tek tip bir bakış açısı ve kişi kültü ile birlikte paketlenmesinin Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına girerken asıl daraltıcı, kısıtlayıcı ve gerçek gelişmenin önünde bir engel olduğunu da mı görmeyeceğiz?

Mahir Ünal örneğinde yaşanan, ‘Türkiye Yüzyıl’ı ya da ‘Cumhuriyet’in İkinci Yüzyılı’ başlıkları altında gelecek tasavvuru çizen herkesin hedeflediği yerin gelecek asır değil 1930’ların fabrika ayarlarına dönmek olduğunun bir kez daha görünür hale gelmesidir.

Karar/Osman Sert

Yorumlar (0)
banner35
Günün Anketi Tümü
Hafta sonu seçim olsa oyunuzu hangi partiye verirdiniz?
banner21
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 25 60
2. Fenerbahçe 24 54
3. Beşiktaş 25 49
4. A.Demirspor 25 45
5. Trabzonspor 25 44
6. Başakşehir 24 41
7. Kayserispor 25 38
8. Konyaspor 25 34
9. Karagümrük 24 31
10. Antalyaspor 25 28
11. Alanyaspor 25 28
12. Sivasspor 25 27
13. Kasımpaşa 25 26
14. Gaziantep FK 25 25
15. Ankaragücü 24 25
16. İstanbulspor 24 24
17. Giresunspor 24 23
18. Hatayspor 24 23
19. Ümraniye 25 22
Takımlar O P
1. Samsunspor 26 54
2. Eyüpspor 26 53
3. Pendikspor 26 47
4. Rizespor 25 46
5. Keçiörengücü 26 46
6. Sakaryaspor 26 46
7. Bodrumspor 26 41
8. Manisa FK 25 39
9. Boluspor 25 38
10. Bandırmaspor 25 37
11. Göztepe 25 35
12. Tuzlaspor 26 28
13. Altay 26 25
14. Adanaspor 26 25
15. Erzurumspor 25 24
16. Altınordu 25 20
17. Gençlerbirliği 25 17
18. Denizlispor 26 17
19. Yeni Malatyaspor 26 16
Takımlar O P
1. Arsenal 28 69
2. M.City 27 61
3. M. United 26 50
4. Tottenham 28 49
5. Newcastle 26 47
6. Liverpool 26 42
7. Brighton 25 42
8. Brentford 27 42
9. Fulham 27 39
10. Chelsea 27 38
11. Aston Villa 27 38
12. Crystal Palace 28 27
13. Wolves 28 27
14. Leeds United 27 26
15. Everton 28 26
16. Nottingham Forest 27 26
17. Leicester City 27 25
18. West Ham United 26 24
19. Bournemouth 27 24
20. Southampton 28 23
Takımlar O P
1. Barcelona 26 68
2. Real Madrid 26 56
3. Atletico Madrid 26 51
4. Real Sociedad 26 48
5. Real Betis 26 45
6. Villarreal 26 41
7. Athletic Bilbao 26 36
8. Rayo Vallecano 26 36
9. Osasuna 26 34
10. Celta Vigo 26 34
11. Mallorca 26 32
12. Girona 26 31
13. Getafe 26 29
14. Sevilla 26 28
15. Cadiz 26 28
16. Real Valladolid 26 28
17. Espanyol 26 27
18. Valencia 26 26
19. Almeria 26 26
20. Elche 26 13
banner23