Avrasya Bir Vakfı "Kerkük Melesesi"ni masaya yatırdı

Avrasya Bir Vakfı Başkanı Şaban Gülbahar'ın Yeni Etkinlik Açılış Konuşmasında; Avrasya Bir Vakfımızın yeni dönem ilk toplantısına hepiniz hoş geldiniz. Bugün bizi burada bir araya getiren Rabbimize hamdolsun.Dünya bir ateş çemberi içinde.Yakın komşumuz Ukrayna ve Rusya savaş halinde.Suriye ve Irak'ta savaş hali devam etmekte. Kardeş Azerbaycan, hakkı olan Karabağ topraklarında yüzümüzü ağartan başarılara yeni imzalar atmakta. Küresel bir köye dönen dünya giderek dijital gelişmelerin esiri olmakta. Bütün bu gelişmeler olurken ülkemiz payına düşen zorlukların üstesinden gelmek için mücadele etmektedir.Başarılı bir seçim sürecinin ardından kurulan yeni hükümet başta savunma sanayi olmak üzere, ülkenin ihtiyacı olan pek çok yatırımla yılların açığını kapatmak için çalışmaktadır.Bütün bu gelişmeler yaşanırken bazı sıkıntılar da yaşanmaktadır. Bugün başladığımız 2023-2024 sezonunda da sizlerin katkı ve önerileriyle başarılı faaliyetlere imza atacağımıza inanıyoruz.

Bu yıl, vakfımızın Cumartesi konferansları düzenli olarak 15 günde bir yapılacak. Ayda bir de Divan sohbetimizi gerçekleştireceğiz.Bugün üç önemli faaliyetimizin de duyurusunu yapmış olalım: Osmanlıca Türkçesi Atölyesi,Bağlama ve Müzik Atölyesi,Mimar Kemal Öke ile Ritim Atölyesi çalışmalarımız yakında başlayacak ve bize duyurusu yapılacak.Ayrıca çeşitli kültür faaliyetleri ve sosyal sorumluluk projesi de düzenleyeceğiz.

Mavi Vatan kavramı ile dünyanın dikkatini çeken Emekli Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, Kerkük konusunda bilgiler verdi. Tümamiral Cihat Yaycı, Avrasya Bir Vakfımızın yeni dönem ilk toplantısında Kerkük konusunu ele alacağız. Kerkük'ün tarih boyunca Türklerin yaşadığı bir şehir olduğunu ve bu durumun uluslararası belgelerle de teyit edildiğini belirtti. Kerkük, MÖ 2000'li yıllardan itibaren Asur, Babil, Pers, Roma, Bizans, Arap, Osmanlı ve İngiliz gibi farklı medeniyetlerin egemenliğine girmiştir. 1921'de imzalanan Musul Antlaşması ile Irak'a dahil edilen Kerkük, 1991 Körfez Savaşı'ndan sonra Kürtlerin kontrolünde kalmıştır.

Kerkük, Irak'ın kuzeyinde yer alan en büyük şehir ve en önemli petrol üretim merkezidir. Ayrıca, Kerkük'ün demografik yapısı Türk, Kürt, Arap ve diğer etnik grupların bir arada yaşadığı bir şehirdir.

Kerkük'ün Türkiye için önemi

Yaycı, Kerkük'ün Türkiye için de stratejik öneme sahip olduğunu belirtti. Kerkük, Türkiye'nin Irak ile olan sınırının tam ortasında yer almaktadır. Ayrıca, Kerkük'ün petrol kaynakları, Türkiye'nin enerji güvenliği için önemlidir.

Kerkük, Türkiye ve bölge için önemli bir şehirdir.Kerkük, tarih boyunca Türklerin yaşadığı bir şehir olmuştur.Kerkük, Osmanlı İmparatorluğu döneminde de Türklerin yönetiminde olmuştur.Lozan Antlaşması ile Kerkük, Irak'a bırakılmıştır.Ancak, Kerkük'ün Türk nüfusu, Irak'ta baskı altında yaşamaktadır. Bugün, Kerkük'ün geleceği konusunda çeşitli tartışmalar yapılmaktadır. Ben, bu konuşmamda Kerkük'ün tarihsel önemine ve geleceği konusundaki görüşlerime değinmek istiyorum.Kerkük, özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde önemli bir ticaret merkezi olmuştur. Kerkük, Osmanlı İmparatorluğu döneminde de Türklerin yaşadığı bir şehir olmuştur.Kerkük'ün Türk nüfusu, Osmanlı döneminde önemli bir rol oynamıştır. Kerkük, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra Irak'ın bir parçası olmuştur. Lozan Antlaşması ile Kerkük, Irak'a bırakılmıştır. Kerkük'ün geleceği, bölgedeki siyasi dengelere bağlıdır. Türkiye, Kerkük'ün Türk nüfusunun haklarını korumak için çalışmaktadır. Türkiye ve bölge için önemli bir şehirdir. Kerkük'ün Türk nüfusunun haklarının korunması için Türkiye'nin ve Irak'ın çaba göstermesi gerekmektedir.

Kaynak: Hicret Haber