banner38

Murat Ülker: Yiyip içtiğimizden memnun muyuz? Gıdada israf var mı?

Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Ülker, kaleme aldığı yeni yazısında "Yiyip içtiğimizden memnun muyuz? Gıdada israf var mı?" sorularına cevap aradı.

Ekonomi 13.02.2022, 16:19
Murat Ülker: Yiyip içtiğimizden memnun muyuz? Gıdada israf var mı?

Murat Ülker'in yazısının tamamı: 

Aslında hepimiz için oldukça kritik sualler bunlar. Bu konular üzerine kafa yorarken son dönemde hangi kitaplardan yararlandığımı ve bu yazıda konu edindiğimi sorarsanız; mesela Ali Ekber Yıldırım Bey’in son yazdığı kitap Üretme, Tüket (1) ve Prof. Dr. Niyazi Erdoğan Bey’in Tarım Ekonomisi ve Finansmanı kitabına (2) baktım. Kitabın girişi şöyle: “Finansman konusunda tarım sektörünü diğer sektörlerden ayıran önemli özellik, üretim süre ve süreçlerinin çok farklı olması ve öngörülemeyen iklim koşullarına maruz kalmasıdır”. Ne kadar doğru; rahmetli babam ben gençliğimde çiftçiliğe yeltenince, oğlum çiftçinin karnını yarmışlar, kırk tane ‘gelecek sene’ çıkmış demişti. Hakikaten bir tohumdan gelişen başak bire yediyüz verirken aynı zamanda birçok bilinmezliği de barındırır.

“Sahip olduğu coğrafi yapısı ve ekolojik koşullar nedeniyle tarımsal üretimde miktar ve ürün çeşitliliği yönünden büyük bir potansiyele sahip ülkemizin kaynaklarının akılcı ve planlı kullanılması ile dinamik ve mevcut şartlara uyum gösterebilen politika seçeneklerin uygulanmasıyla uluslararası rekabet ortamında varlığını kanıtlaması ve sürdürmesi mümkün olacaktır.” diyor Niyazi Erdoğan.

Daha sonra mevcut küresel finansal sistemde gelişmekte olan ülkelerin büyük kısmında kırsal alanlarda finansal hizmetlerin gelişmesini engelleyen faktörleri sıralıyor:1) Zayıf altyapıya sahip dağınık nüfus işlem maliyetini yükseltir. 2)Tarımın kendine özgü risk faktörleri genellikle kurumların borç vermesini engeller. 3)Finans sektörü yeterince gelişmemiştir. Ödemeler, tutarlar ve risklerin zamanlaması açısından diğer sektörlere göre daha farklı ihtiyaçlara sahip olan tarımsal faaliyetler için uygun finansal hizmetler olmayabilir. 4)Kayıt ve istatistiklerin bulunmaması veya yeterince düzenli olmaması nedeniyle finans kurumları değerleme yapamaz…

Kırsal ekonomiye yönelik finansal hizmetlere erişimi esaslı biçimde artıracak tek bir politika uygulaması ve araç bulunmamaktadır. Büyük aksaklıkların üstesinden gelebilmek için entegre bir yaklaşım ve aksiyon planına ihtiyaç vardır… diyor hoca, katılmamak mümkün mü?

Satış kooperatifleri konusuna da değinen hoca, kooperatifin üyeleri adına bankacılık faaliyetlerini üstlenmemesi gerektiğini vurguluyor. Bunun nedenini öncelikle üyelerin tarımın yalnızca bir alt koluyla ilgilendiğinden bu tür bankacılık faaliyetlerinin sektöre bağlı yüksek risk taşıdığına  söylüyorve ekliyor:“Kooperatif bankaları da dahil olmak üzere kooperatifler özel girişimlerdir. Bunlar politik veya sosyal organizasyonlar değil, ekonomik organizasyonlardır. Danimarka ve Hollanda gibi ülkelerde büyük ve güçlü kooperatifler bulunmaktadır. Fakat bu ülkelerde kooperatifler için çok kısa ve öz yasal hükümler mevcuttur. Kooperatiflere yönelik destek ve yatırımlar ancak şeffaf kurumsal politikalar ve sağlam bir makro ekonomik çerçevede verimli olmaktadır. Tek bir misyonu olan kooperatifler, çok amaçlı  kooperatiflere kıyasla, uzmanlaşma, ölçek optimizasyonu, birleşme imkanları, yönetim kolaylığı ve çapraz desteklemenin önlenmesi gibi hususlardan kaynaklanan avantajlara sahiptir. Ayrıca kooperatiflerin güçlü birer ekonomik varlık olabilmeleri için belli kitleleri değil geniş bir müşteri grubunu hedeflemeleri gerekir.“

N. Erdoğan’ın tarım sektörüyle ilgili ortaya koyduğu rakamlar ise hiç iç açıcı değil ”…ülke ekonomisi geliştikçe tarım sektörünün GSMH’ya yaptığı katkı diğer sektörlere oranla düşer. Ancak tarımsal üretimin mutlak değerinde değil sadece GSMH içindeki payında bir azalma yaşanmaktadır. Çünkü iktisadi gelişme ile birlikte sanayi ve hizmet sektörleri tarıma göre daha hızlı büyümektedirler. Dünyadaki toplam GSYİH’nın %3ünü tarım sektörü oluştururken bu oran Türkiye’de %6ar seviyesindedir. Türkiye tarımsal üretim bakımından dünya ortalamasının üstünde yer almaktadır. 2009 yılında %10.2, 2014de %11.1e çıkmış olan tarımın genel ihracat içindeki payı ise 2019 yılında 10.2 ile azalış gösterirken, 2009 yılında %5.3 olan tarım ithalatının payı 2014’de %5.9’a, 2019 yılında ise %6.9a yükselmiştir. Yani genel ihracatımız içinde tarım ürünlerinin payı azalırken, genel ithalat içinde tarım ürünlerinin payı artmaktadır. Benzer şekilde toplam istihdam içinde tarımsal istihdamın payı azalmaktadır. 2014 yılında 5milyon 483bine çıkan tarımsal istihdam 2019 yılında 5milyon 97bin kişiye kadar gerilemiştir.“

Çiftçilerimizin güçlendirilmesi nasıl olacaktır? Sektörün rekabetçi olabilmesi için uzmanlaşması ve bağımsız denetim şarttır. Yatırım teşviki ve darboğaz gidermesi içinse kredilendirme gereği vardır.

Kitapta yatırım kredilerinin amaçları şöyle sıralanıyor:1)Yatırım veya işletme unsurlarını veya her ikisini birden tamamlamak. 2)Üretimi ve verimi arttırmak ve iyileştirmek. 3)Bir tarımsal işletmeye sahip kılmak. 4)Tarımsal ürünleri işlemek, değerlendirmek ve tarımsal üretime girdi sağlamak. 5) Ürünlerin pazarlanmasını kolaylaştırmak amacıyla verilmektedir. Hoca peşinden tarımsal kredi ihtiyacını doğuran nedenleri:1)Yüksek risk ve belirsizlik. 2)Hastalık ve haşere zararlılıları. 3)Ekonomik ve sosyal nedenler. 4)Teknolojik değişmeler ve değişen pazar istekleri. 5)Tarımsal ürün fiyatındaki dalgalanmalar. 6)Miras yoluyla arazi bölünmesi

Daha sonra da tarımsal kredi kaynaklarını Ziraat Bankası, Tarım Kredi Kooperatifleri, Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri, Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarımsal Kredi Kooperatifleri ve Merkez Bankası olarak belirtiyor.

Tarıma özgü kredileri ise; Sütçü ve kombine sığır yetiştiriciliği, damızlık düve yetiştiriciliği, büyükbaş hayvan besiciliği, küçükbaş hayvancılık, arıcılık, kanatlı sektörü, kanatlı sektörü damızlık yetiştiriciliği, su ürünleri sektörü, geleneksel (yaygın) hayvansal üretim, kontrollü örtüaltı tarımı, yem bitkisi üretimi, yurt içi sertifikalı tohum, fide, fidan üretimi, stratejik bitkisel üretim, süs bitkisi üretimi, geleneksel (yaygın) bitkisel üretim, tarım makineleri (traktör ayrık), traktör, modern basınçlı sulama sitemi yatırımı, tarım makineleri parkı, arazi alımı (birleştirme), lisanslı depoculuk yatırımları, elektronik ürün senedi (ELÜS) karşılığı kredi kullanımı, soğuk hava deposu yatırımları, tarımsal ürünlerin işlenmesi, sözleşmeli üretim, özel ormancılık, yenilenebilir enerji kaynakları, tarımsal amaçlı kooperatifler ve üretici birlikleri.

Bence en önemli husus tarımın kendine özgü ihtiyaç ve takvimine uygun bir şekilde kredilendirme imkanı sunulmasıdır. Ben bunun ‘yarıcılık’ ve benzeri örfe uygun veya Katılım Bankalarının sunduğu proje veya süreye ve işe has kar/zarar ortaklıklarıyla gerçekleştirilebileceği kanaatindeyim. Yoksa mevcut finansman metotlarıyla zora düşen çiftçiye af getirmekle sadece sorunu ötelemiş olursunuz.

Benim fikrim daha önce de belirttiğim gibi ’su kullananın, toprak işleyenin’ olmalıdır. Ülkenin tarımsal arazi stoğu milli servetimizdir. Verimsiz, küçük olan veya ailevi/sosyal nedenlerle tarım arazileri kullanım dışı kalmamalıdır (https://www.linkedin.com/pulse/bilim-ve-siyaset-aras%C4%B1na-s%C4%B1k%C4%B1%C5%9Fan-vir%C3%BCs-korona-murat-%C3%BClker/),

Kitabın sonuç bölümünden benim dikkatimi çeken noktalar ise şöyle:

1)Türkiye coğrafi açıdan gıda ve tarım sektörünün gelişimi için yeni imkanlar yaratabilecek güçte bir ülkedir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin birçoğu ile kıyaslandığında tarım Türk ekonomisinde ve ülkenin kırsal kesimlerinde önemli rol oynamaktadır.

2)Tarım Türk ekonomisinde önemli bir faaliyet konusu ve kırsal kesimde hala önemli bir istihdam kaynağı olup nüfusun %18.2si tarım, ormancılık, avcılık, ve balıkçılıkla geçimini sağlamaktadır. Ancak tarım sektörü birçok kriterde ekonomideki diğer sektörlerin gerisinde kalmıştır. 2000 yılında Türkiye’de GSYİH’nın %16sını, toplam işgücünün %35ini ve ihracatın %14ünü tarım oluşturmaktadır. 2000 yılından itibaren yıllar içindeki gelişime baktığımızda 2018 yılında tarımın GSYİH’deki payı %64 oranında küçülerek %5.82ye düşmüştür. Yaklaşık son 10 yılda tarımsal ithalatta %24lik bir artış gerçekleşirken, tarımsal ihracatta tam tersine %17lik bir küçülme gözlemlenmiştir. İthalatartış oranının ihracat artış oranından fazla olması, ülkenin kendi kendine yeterliliğinin azaldığını hatta bu hedeften uzaklaşıldığını göstermektedir.

Bu gerçeklere Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı sitesinde de aynı şekilde vurgu yapılmıştır. https://www.sbb.gov.tr/tarim-ve-gida-gostergeleri/

3)Türkiye desteklerin çiftçi gelirine etkisi açısından OECD ortalamasının üzerinde olmasının yanında, desteklerin GSYİH’ya oranı açısından da AB ülkeleri ve OECD ortalamasının da oldukça üzerindedir. Türkiye’de son 10 yıllık periyotta tarımsal desteklerin GSYİH’dan aldıkları pay büyük oranda yani %3ten %1.3e düşse de yine de OECD (%0.6) ve AB(%0.7) ülkelerinin üzerindedir.  

4)Yeni tarımsal finans piyasalarının oluşturulmasında devlet, temel tarımsal altyapının oluşturulması, finansal işlem maliyetlerini azaltıcı ve finansal hizmetlere erişimi kolaylaştırıcı yönde uygun politikaların ortaya konulması, bu bağlamda yeni finansal kurumların oluşumuna altyapı hazırlanması, teknik eğitim, bilgi ve araştırma konularında destek sağlanması yönünde çalışmalıdır.

5)Türkiye’de nüfusun %7sinin geçimini sağladığı, toplam istihdamın %18.4ünü oluşturan ve GSYİH’da %5.8 payı olan tarım sektöründe çiftçilere istikrarlı gelir sağlamak, tarım sektörünün milli gelire olan katkısını arttırmak, rakip ülkelerle rekabet imkanlarını geliştirmek, tarımsal üretimde kalite, devamlılık ve standarda dayalı üretim yaparak ihracatı arttırmak tarımsal reformun temel hedefleridir.

Ben de müsaadenizle şunları ekliyorum

1)Çiftçilik bir meslek, çiftlik de işletme olmalıdır. Ancak böylelikle gençler bu mesleği çekici görebilirler. Amatörce babadan oğula geçtiği düşünülen, hiçbir şey olunamıyorsa ancak çiftçi olunacağı düşünülen bir iş gençlere niye cazip gelsin. 2)Her elini kolunu sallayan milli servet olan toprağı işleyememeli. Bunun bir kanunu olmalı. Bugün üniversitelerimizde dört yıllık İngilizce eğitim yapan Tarım Ticareti ve Tarım İşletmeciliği ve Tarım Ekonomisi bölümleri bulunmakta. Bu bölümler akredite edilerek yaygınlaştırılmalı, eğitimin kalitesi artırılmalı, yeni tarım teknolojileri öğretilmeli ve geliştirilmeli, bu okullardan alınan sertifikalarla tarım işletmeciliği/çiftçilik yapılabilmeli, buraların mezunlarının tarım işletmelerinde istihdamı işletmeler açısından gereklilik olmalıdır.

Toprak sahipleri ve toprak kiralayanlardan çiftçi belgesi için istenen belgeler ektedir. https://www.tarnet.com.tr/medya-merkezi/blog/ciftcilik-belgesi-nedir-nasil-alinir/

Bugün Türkiye’de çiftçilik belgesi diye bir şey vardır ama çiftçilik belgesini almanız için sizden bir berber açmak için gereken uzmanlık sertifikasına sahip olmanız bile istenmez.

3)Devlet tüm arazileri tarımsal üretime açmalı, ekilmeyenler yarıcı usulü ile tarım/çiftçilik ruhsatı/sertifikası olanlara verilmeli, tarım için büyük işletmeler teşvik edilmeli, araziler bölünmemeli ve çok sayıda işçi çalıştırmaları için özendirilmeli, tarım işçiliği sigorta sistemi genişletilmelidir.

4)Kimse kafasına göre tarım yapmamalı, milli servet kullanımı kurallara bağlı olmalıdır.

5)Sürdürülebilir tarım için yem sorunu çözülmeli, Türkiye yem ithal etmemelidir.

6)Sözleşmeli tarım konusu kanunlaşmalı, kar paylaşımı konusu netleşmelidir.

7)Tarım muhasebesi hesap dönemi hasat takvimine uygun olmalıdır.

8)Tarımın finansmanında uzun süreli ortaklık düşünülmeli, gerekiyorsa finans maliyeti sübvanse edilmelidir. Zordaki çiftçiyi geliştirecek, vade tanıyacak şekilde kredi politikası  üretilmelidir.

9)Bitkisel Ürün Sigortası geliştirilmelidir. https://www.tarsim.gov.tr/pages/insurances/sigorta-bitkisel-urun.jsp Konya’nın 3 ilçesinde pilot uygulanan Devlet Destekli Gelir Koruma Sigortası https://tsb.org.tr/media/attachments/Devlet_Destekli_Gelir_Koruma_Sigortas%C4%B1_Genel_%C5%9Eartlar%C4%B1.pdf gibi son aylarda yürürlüğe giren sigortalar sevindirici olsa da “Tarım/Çiftçi Hasar Sigortası” adı altında zorunlu bir sigorta, DASK gibi, tüm sistemin sorununu çözer diye düşünüyorum.

Çiftçiye kar vadetmeyebiliriz ama asla zarar etmesine izin vermemeliyiz.     

Kaynakça:

(1)  Yıldırım A. E. (2020). Üretme, Tüket, Sia yayınları. 

(2)  Erdoğan, N. (2020). Tarım Ekonomisi ve Finansmanı, Gazi Kitabevi, ss.235.

Yorumlar (0)
banner35
Günün Anketi Tümü
Hafta sonu seçim olsa oyunuzu hangi partiye verirdiniz?
banner21
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 25 60
2. Fenerbahçe 24 54
3. Beşiktaş 25 49
4. A.Demirspor 25 45
5. Trabzonspor 25 44
6. Başakşehir 24 41
7. Kayserispor 25 38
8. Konyaspor 25 34
9. Karagümrük 24 31
10. Antalyaspor 25 28
11. Alanyaspor 25 28
12. Sivasspor 25 27
13. Kasımpaşa 25 26
14. Gaziantep FK 25 25
15. Ankaragücü 24 25
16. İstanbulspor 24 24
17. Giresunspor 24 23
18. Hatayspor 24 23
19. Ümraniye 25 22
Takımlar O P
1. Samsunspor 26 54
2. Eyüpspor 26 53
3. Pendikspor 26 47
4. Rizespor 25 46
5. Keçiörengücü 26 46
6. Sakaryaspor 26 46
7. Bodrumspor 26 41
8. Manisa FK 25 39
9. Boluspor 25 38
10. Bandırmaspor 25 37
11. Göztepe 25 35
12. Tuzlaspor 26 28
13. Altay 26 25
14. Adanaspor 26 25
15. Erzurumspor 25 24
16. Altınordu 25 20
17. Gençlerbirliği 25 17
18. Denizlispor 26 17
19. Yeni Malatyaspor 26 16
Takımlar O P
1. Arsenal 28 69
2. M.City 27 61
3. M. United 26 50
4. Tottenham 28 49
5. Newcastle 26 47
6. Liverpool 26 42
7. Brighton 25 42
8. Brentford 27 42
9. Fulham 27 39
10. Chelsea 27 38
11. Aston Villa 27 38
12. Crystal Palace 28 27
13. Wolves 28 27
14. Leeds United 27 26
15. Everton 28 26
16. Nottingham Forest 27 26
17. Leicester City 27 25
18. West Ham United 26 24
19. Bournemouth 27 24
20. Southampton 28 23
Takımlar O P
1. Barcelona 26 68
2. Real Madrid 26 56
3. Atletico Madrid 26 51
4. Real Sociedad 26 48
5. Real Betis 26 45
6. Villarreal 26 41
7. Athletic Bilbao 26 36
8. Rayo Vallecano 26 36
9. Osasuna 26 34
10. Celta Vigo 26 34
11. Mallorca 26 32
12. Girona 26 31
13. Getafe 26 29
14. Sevilla 26 28
15. Cadiz 26 28
16. Real Valladolid 26 28
17. Espanyol 26 27
18. Valencia 26 26
19. Almeria 26 26
20. Elche 26 13
banner23