banner38

Murat Ülker: Dünya kupasının kazananı Katar ve Messi

Murat Ülker kişisel blog sitesinde "Dünya kupasının kazananı Katar ve Messi" başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Ekonomi 22.01.2023, 11:25 22.01.2023, 11:42
Murat Ülker: Dünya kupasının kazananı Katar ve Messi

Murat Ülker'in yazısının tamamı:

Sadece 12 yıl önce neredeyse tamamı çöl olan Katar’ın milyarlarca Amerikan doları harcayarak yaptığı dev stadyumlar, yapay takımadalar ve lüks rezidansların bulunduğu yeni bir şehir inşası, tüm bunlar elbette çok konuşulacaktı, öyle de oldu.

Söz konusu Katar ve Dünya Kupasının bir araya gelmesi olunca yerinde görmek benim için bir avantaj oldu. Tabii markalarımızın önemli bir pazarı olan bu şehir devletini goyalama imkanı bulduğum gibi maç esnasında orada bulunan yerli/yabancı iş insanları ile planlı/plansız görüşmeler de yapabildim.

Kupanın finalinin Katar’ın kuruluş gününe denk getirilmesi de çok akıllıca planlanmış bir “tesadüf” oldu. Tüm bu heyecanı ikiye katladı ve iki kutlama bir arada yapıldı. Katar devletinin kurucusu Casim bin Muhammed Al Sani, 18 Aralık 1978’de iktidara gelmiş; bu nedenle 18 Aralık gününü “Ulusal Gün” olarak kutluyorlar.

Eğlence ve şov dünyasının bir parçası olan futbol, Formula1 gibi turizm geliri ve prestij kazandırıyor (https://muratulker.com/y/sadece-formula1-degil-konumuz). “Futbol artık sadece futbol değil” klişesi doğrulanmıştır.

Final maçı için tekrar gittiğimde gördüğüm şehir öncekinden çok farklıydı. Dubai ile rekabet halinde, lüksün yanında muazzam bir düzenin işlediği, birçok futbol maçının aksine kavgasız, tartışmasız; yani her yaştan her kuşaktan her milletin insanın iç içe rahatlıkla eğlendiği bir yer olmuştu.

Başta da belirttiğim gibi Katar 12 yılda müthiş bir dönüşüm gösterdi, çoğu sadece şampiyona için yapılan7 devasa stadyumun bazıları ya diğer ülkelere bağışlanacak ya da okullar, mağazalar ve sağlık klinikleri için sosyal kullanım alanlarına dönüştürülecek.

Geleneksel olarak futbol ülkesi olmayan bir ülke ilk kez Dünya Kupasına ev sahipliği yaptı, ve Katar bunu ülkeyi tüm dünyaya tanıtacak bir fırsata çevirdi. 

Tüm bu lüksün içinde beni asıl etkileyen ise final maçının oynandığı şehirde kurulan Lusail mahallesi oldu. Marinalar, yerleşim alanları, tatil köyleri, ticari merkezler, iki golf sahası, eğlence merkezi ve lüks alışveriş tesislerinden oluşan mahalle gelen turisti adeta bir Avrupa şehrinde hissettiriyor.

Tabii, her ne kadar batıdan yansımalar görsek de Katar’da lüks bir Arap esintisi olduğunu söylemek de lazım. Mesela Godiva distribütörümüzün mevcut Parfüm Müzesi yeni Katar’a yakışıyor. Parfümün tarihçesi anlatılıyor, dünyanın her yerinden kokuların tarihini anlatan bilgiler ve geçmişten günümüze parfüm şişeleri… Müze, parfüm üreticilerinin en ilgi çekici parfüm şişelerini yaratmak için yetenekli cam üreticileri ve moda tasarımcılarıyla iş birliği yaptığı geçmiş yılların değerli, nadir ve tarihsel olarak önemli parfümlerini görebileceğiniz bir alan sunuyor.

Nasıl bir şehirde olduğumuzu bize bir kez daha hatırlatan bir başka yapı Katar'a damgasını vuran yeni hilal şeklindeki otel oldu. 211 metre yüksekliğindeki kuleler hilal şeklinde dizayn edilmiş ve 2022 Dünya Kupasında hizmet vermek için yapılmış. Bu da şehrin siluetine bambaşka bir hava katmış.

Bu şehirde her şey gerçekten Arap kültürü ile harmanlanmış, mağaza tasarımları, mimari stiller, yemek…

Her biri, batıya ait markalar dahi Arap kültürü ile yeni bir kimlik kazanmış. Hatta Godiva çikolatalar da büyük tepsilerde Arapların yemek kültürüne uygun şekilde büyük porsiyonlarda satılıyor.

Her Yaştan Seyirci İçin Final Heyecanı

Dünya kupası finalinin oynanacağı stada geldiğimde ilk yorumum; Araplar Dünya Kupasını gerçekten benimsemiş ve Arap kültürü dünya kupasına tamamen entegre edilmiş. Hatta FIFA, lisanslı ürün olarak dünya kupası amblemi ile geleneksel Arap kıyafetleri ve pahalı bir mutfak ürünü olan “safran” satışına onay vermiş. 

Statta altınla süslenmiş hurmalar ikram edildi, kapanışta Arapların çarşaflı kadınları sahneye çıktı, arya söyledi; seyirciler arasında hem geleneksel giysileri ile Arap erkekleri hem de başörtülü genç kızlar vardı. Hatta stadyumda gördüğüm bir Arjantinli seyirci bir Arap şeyhi gibi giyinmişti. Diğer yandan güncel olan da yakalanmıştı; mesela emojilerin kullanıldığı bir kapanış seremonisi oldu; stattaki herkesin anlayabileceği şekilde emoji ve semboller kullanıldı.

Dediğim gibi lüks gerçekten her yerdeydi. Havada jetlerle yaptıkları özel bir şovla stada gelen seyirciyi karşıladılar. Tüm bu şovların ötesinde en çok dikkatimi çekense herkesin ne kadar sakin kalabildiği ve holiganlığa hiç yer olmayışıydı. 

Araplar beyaz giysileri nedeniyle ekranlarda tam seçilemeyince statta koltuklar boş sanılmıştı ama final günü stat tamamen doluydu. Tam 89966 kişilik bir seyirciye rağmen stat çok kolay doldu ve boşaldı, böyle bir kalabalığın şehre tek etkisi ise yoğun trafik oldu.

Messi Etkisi ve Rekabetçi Üstünlük

Messi Etkisi’ne gelecek olursak, bu konuda “sanki oyunda herkes ona göre oynuyor ve orkestra şefi gibi yönetiyor” diye görüşlerimi belirten bir post yazmıştım. https://muratulker.com/y/2022-dunya-kupasi-finali-sert-oyun-musamahakar-hakem/

Katar’da izlediğim Arjantin futbol takımı ve maçta Messi’nin rolüne bakınca futboldan ve hatta diğer spor dallarından yönetim, liderlik konularında öğreneceklerimiz vardı.

Arjantin Fransa’yı gerçekten sadece Messi var ve iyi oynadı diye mi yendi? Yoksa diğer oyuncuları da Fransa Milli takımının oyuncularından daha üstün müydü?

Biz işletmelerimizde yıldız yetenekli kilit çalışanlarımız olduğu için mi rekabetçi üstünlük sağlıyoruz, yoksa bu üstünlüğün nedeni en zayıf halkamızın bile rakiplerimizden daha üstün olması mı? Soruyu başka şekilde soralım; işletmelerimizde yıldız çalışanları mı artırmalıyız, yoksa görece daha üstün olanları mı artırmalıyız?   

Bugüne kadar futbol üzerine yazılmış en ilginç kitap bir zamanlar profesyonel kaleci daha sonra siyaset bilimi profesörü Anderson ile veri Bilimci Sally’nin birlikte araştırıp yazdıkları The Number Game: Everything You Know About Futbol Is Wrong (Rakamlar Oyunu: Futbol Hakkında Bildiğiniz Her Şey Yanlış!) isimli kitapmış. Anderson ve Sally, 2005-2011 yılları arasında Avrupa süper liglerinde 8.232 maçı veriye dayalı incelemişler ve ülkeye bağlı olarak, daha fazla isabetli şut atan takımın yalnızca %50-58 arasında kazanma olasılığı olduğunu bulmuşlar. Kitapta böyle, taç, korner ve frikik atışlarının kazanmaya ne kadar katkısı olduğuna yönelik çok sayıda sonuç var. Ayrıca bir oyuncunun disiplin sicili ile kendi ülkesindeki iç çatışmalar arasında bir ilişki olduğunu bulmuşlar: "Bir ülkede iç savaş yaşanan yılların sayısı arttıkça, oyuncu başına düşen ortalama sarı kart sayısı da artıyor”.

Araştırmacıların veriden çıkardıkları en önemli iki sonuçtan bir tanesi şu; bir futbol kulübünün tek bir maçtaki başarısı futbolcuların becerisi kadar şansla da ilgili. İkinci sonuç ise; daha zayıf oyuncuların bir takımın puanları üzerinde daha güçlü oyunculardan daha büyük bir etkiye sahip olduğu!

Anderson ve Sally’nin kitabının önsözünü ise Malcolm Gladwell yazmış. Gladwell daha sonra bu kitabın son bulgusundan yola çıkarak bir yaklaşım geliştirmiş. Gladwell’in en az bir kitabını okuduğunuzu düşünüyorum. Gladwell Türkiye’de de çok satan insan davranışı çözümlemesi kitaplarının yazarı; bir işte uzmanlaşmak için 10 bin saat pratik yapma kuralını, bir ürünün yayılması için gereken “kıvılcım anı” konseptini ortaya koyan, yazar/düşünür. Aslında gazeteci ama kitaplarının çoğu neredeyse bir bilim insanının yazacağı bilimsel  eserler. Gladwell’in yaklaşımı  bir organizasyonun diğer organizasyonlardan niye daha başarılı olduğunu ortaya koymak için futbol ve basketbolu kullanan bir yaklaşım..  

Gladwell, “zayıf halka” sporlar ve “güçlü halka” sporlar vardır diyor. Basketbol güçlü halka sporudur ve çoğunlukla bir oyunun skoru sahada oyunu domine eden en güçlü oyuncu tarafından belirlenir ve onun takımı maçı kazanır. Tersine futbol ise zayıf halka sporudur, takım oyunudur. Genellikle sonucu 8, 9, 10 ya da 11 iyi oyuncu belirler, hatayı da zayıf oyuncu yapar. En zayıf oyuncu karşı takımın en zayıf oyuncusundan daha güçlü olmalıdır. Futbol hatalar oyunudur. Eğer en kötü oyuncunuzun yerine daha iyisini alırsanız hatayı minimize edersiniz. Futbolda bir oyuncu hata yaparsa takımın tüm dizimi bozulur. Bu nedenle bir futbol takımını geliştirmenin yolu mükemmel tek oyuncuyu geliştirmektense ondan daha az iyi olan oyunculara yatırım yapmaktır. Basketbol için ise tersi doğrudur. Eğer bir basketbol takımını geliştirmek istiyorsanız, en iyi stratejiniz en iyi oyuncunuzu daha iyi bir oyuncu ile değiştirmektir. Çünkü basketbolda kazanan skoru elde etmek karşı takım oyuncularının hatalarına bağlı değildir.    

Buradan yola çıkarak Gladwell diyor ki organizasyonlar “zayıf halka” spor yaklaşımıyla geliştirilebilirler, oysa bugün bir işletme yanlış yapıyor ve “ yıldız” çalışanlarına yatırım yaparak “güçlü halka” stratejisi uyguluyor, daha zayıf çalışanlarını geliştirmiyor, başarısız oluyor.

Sanırım doğru cevap sadece Gladwell’in yaklaşımında değil, yani iki yaklaşımdan birini seçmek zorunda değiliz. Siz öyle yapın ve başarılı olun.

Mesela ben hep derim ki; bizim gibi içerik, proses açısından çok özel/gizli ve spesifik olmayan kategorilerde sattığımız şey aslında, bekçiden mühendise, işçiden patrona tüm çalışanlarımızın birleşik beyin gücüdür.  

Yorumlar (0)
banner35
Günün Anketi Tümü
Hafta sonu seçim olsa oyunuzu hangi partiye verirdiniz?
banner21
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 25 60
2. Fenerbahçe 24 54
3. Beşiktaş 25 49
4. A.Demirspor 25 45
5. Trabzonspor 25 44
6. Başakşehir 24 41
7. Kayserispor 25 38
8. Konyaspor 25 34
9. Karagümrük 24 31
10. Antalyaspor 25 28
11. Alanyaspor 25 28
12. Sivasspor 25 27
13. Kasımpaşa 25 26
14. Gaziantep FK 25 25
15. Ankaragücü 24 25
16. İstanbulspor 24 24
17. Giresunspor 24 23
18. Hatayspor 24 23
19. Ümraniye 25 22
Takımlar O P
1. Samsunspor 27 57
2. Eyüpspor 27 53
3. Rizespor 26 49
4. Sakaryaspor 27 49
5. Pendikspor 26 47
6. Keçiörengücü 27 47
7. Bodrumspor 27 42
8. Manisa FK 26 42
9. Boluspor 26 41
10. Bandırmaspor 26 40
11. Göztepe 26 38
12. Tuzlaspor 27 28
13. Erzurumspor 26 25
14. Altay 27 25
15. Adanaspor 27 25
16. Altınordu 26 20
17. Gençlerbirliği 26 18
18. Denizlispor 27 17
19. Yeni Malatyaspor 27 16
Takımlar O P
1. Arsenal 28 69
2. M.City 27 61
3. M. United 26 50
4. Tottenham 28 49
5. Newcastle 26 47
6. Liverpool 26 42
7. Brighton 25 42
8. Brentford 27 42
9. Fulham 27 39
10. Chelsea 27 38
11. Aston Villa 27 38
12. Crystal Palace 28 27
13. Wolves 28 27
14. Leeds United 27 26
15. Everton 28 26
16. Nottingham Forest 27 26
17. Leicester City 27 25
18. West Ham United 26 24
19. Bournemouth 27 24
20. Southampton 28 23
Takımlar O P
1. Barcelona 26 68
2. Real Madrid 26 56
3. Atletico Madrid 26 51
4. Real Sociedad 26 48
5. Real Betis 26 45
6. Villarreal 26 41
7. Athletic Bilbao 26 36
8. Rayo Vallecano 26 36
9. Osasuna 26 34
10. Celta Vigo 26 34
11. Mallorca 26 32
12. Girona 26 31
13. Getafe 26 29
14. Sevilla 26 28
15. Cadiz 26 28
16. Real Valladolid 26 28
17. Espanyol 26 27
18. Valencia 26 26
19. Almeria 26 26
20. Elche 26 13
banner23