Bazı şeylerin artık değişmesi gerekmiyor mu?

Beşiktaş, Antalya kampında çalıştığı, Akhisar maçında uygulamaya çalıştığı stratejiden 1 maçta vazgeçti.

İştahlı oyun sorununu, mutsuz isimlerin gitmesiyle çözen Beşiktaş, organize olamama sorununu ise hala çözebilmiş değil. Yaklaşık 1,5 yıldır bir türlü işlemeyen
4-2-3-1 dizilişi artık iflas etmiş durumda.

Ligin 17’incisi Erzurumspor bile Egemen Korkmaz önderliğinde, ceza sahası ve çevresindeki pas trafiğini engelleyebiliyor.

Muhafazakâr bir hocadan radikal bir değişiklik beklemek zor. Ancak Beşiktaş’ın bu sistemi artık işlemiyor. Oyuncu ısrarı, taktiksel ısrarlar Beşiktaş'ı 19 haftada 30 puan toplayabilen bir takım haline getirdi. Defalarca stoperde denenmiş ama tutmamış Necip Uysal ısrarı, kapalı defanslara karşı hep etkisiz olan Lens ısrarı, orta sahada pas verimliliğini azaltan Medel ısrarı, gördüğü her kırmızı kart sonrası, cezası biter bitmez 11'e alınan Quaresma ısrarı derken, Beşiktaş daha 19'uncu haftada, matematiksel olarak değil belki ama psikolojik olarak lige havlu atmış oldu.

Her şerde bir hayır vardır diyeceksek eğer, şu soruyu da sormak lazım?

Artık Beşiktaş'ta bazı şeylerin değişmesi gerekmiyor mu?

Büyük kulüplerin iniş ve çıkışları hep olur. Beşiktaş bu erken havlu atma durumunu fırsata çevirmek istiyorsa hemen yeni sezonun hazırlıklarına başlamalı. Güven Yalçın, Muhayer Oktay gibi isimler takıma monte edilerek, Mirin gibi düşük maliyetli ama verimli isimler transfer edilerek, gelecek sezon bambaşka bir takım ortaya çıkartılabilir.

MAÇIN KIRILMA ANI: Pres yapan, pozisyon bulan, rakip defansı rahatsız eden Burak Yılmaz'ın daha maçın bitmesine yarım saat kala çıkması oyunun tüm dengesini bozdu. Üstelik bu değişiklik tam da Burak Yılmaz tribünler tarafından alkışlanmaya başlamışken yapıldı. Onun yerine giren Caner Erkin'in ceza sahasına yapabileceği onlarca orta ihtimali ise Burak Yılmaz'ın çıkışını daha ironik hale getirdi.

MAÇIN KÖTÜSÜ: Lens'in oynadığı iyi denebilecek maçların (Konya, Sarpsborg) hepsinin deplasmanda olması elbette tesadüf değil. Oyun karakteri anlamında bire birde etkili olabilen ve kariyerini rakibin arkasına top atıp, onu geçmesi üzerine kuran Lens'in performansı her iç saha maçında olduğu gibi yine çok kötüydü.
Sıkışık defansları, kalabalık savunma hatlarını geçemeyen Lens kadar, oyuncuyu ısrarla iç sahada kullanan teknik heyette elbette eleştiri konusu olabilir.

MAÇIN OLAYI: Quaresma'nın tekmesi Beşikaş açısından kötü giden maçın tam anlamıyla tuzu biberi oldu. Maç içerisinde tamamen kendi oyununu oynayan ve çok eleştirilen orta sayısını yine tutturan Portekizli yıldız bir kez daha takım arkadaşlarını en kritik dakikada yalnız bıraktı. Bu tip saçma sapan kırmızı kartlar sonrası dahil ''Ayağının dışı canımızın içi'' mottosuyla taraftarın sahip çıktığı Portekizli artık tüm kredisini yitirmiş durumda. Ailevi nedenler, maddi sebepler oyuncuyu zorluyor olabilir ama bu kadar sevginin hatırına, keşke biraz daha oyuna konsantre olabilseydi Quaresma.